Sinop mutlu sonlu masaj salonu

Sinop mutlu son . Sinop mutlu sonlu masaj salonu . Sinop masaj salonu mutlu son .

Sinop mutlu son masaj

İyi beslenmek her şey değilse bile çok şeydir de ondan! Beslenme sadece karın doyurmak, yalnızca “yakıt deposu doldurmak”tan daha fazlasıdır da ondan. Yaş ilerledikçe yıkılanı, kırılıp döküleni, paslanıp bozulanı düzelten “doğal ilaçlar” sadece besinlerle kazanılabilir de ondan…

Özeti şudur: Beslenmenin püf noktalarını iyi öğrenmek, doğru anlamak ve bildiklerinizi hayata geçirmek zorundasınız. Besin seçimlerinizi işinize, yaşınıza, cinsiyetinize ve ekonomik durumunuza uygun değişimlerle çeşitlendirmelisiniz. İyi beslenmek ille de pahalı şeyler yiyip içmek anlamına da gelmiyor. Ucuz fakat sağlıklı beslenmek her süre mümkün. Ailenizin sağlık hikâyesi, kısaca genetik risklerinize uygun bir beslenme planını iyi mi oluşturabileceğinizi sorup, okuyup, araştırıp öğrenmelisiniz. Eğer herhangi bir sıhhat sorununuz var ise bu sıhhat problemini iyileştiren veya fenaleştiren besinlerin neler olduğunu da bilmeniz gerekiyor.

İyi beslenen biri her yaşta daha güçlüdür

İyi beslenmek hücrenin dolayısıyla doku, organ ve sistemlerimizin sağlığı için şart! İyi beslenenlerin hücreleri daha az yıkıma uğruyor. O hücreler yıkım süreçlerine de daha çok direniyor, yıkılanı, döküleni daha kolay onarıyor.
İyi beslenen çocuk ve gençler daha düzenli, sağlıklı büyüyüp gelişiyor, daha kolay ve iyi öğreniyor.
İyi beslenen bir kadının sağlıklı bir çocuk doğurma, sağlıklı bir gebelik süreci yaşama ve çocuğuna kafi miktar ve kalitede süt verebilme şansı artıyor.
Dahası var… İyi beslenmek kendinizi daha iyi hissetmenizi ve daha formda olmanızı da sağlıyor. İyi beslenince ruhsal sorunlarla daha az karşılaşıyorsunuz. Stresiniz azalıyor, belleğiniz güçlü kalıyor, uykunuz daha düzgün oluyor.

Kötü yiyecekler sizi hasta eder

modern tıptaki gelişmeler, hijyenik şartlardaki düzelmeler, eğitim düzeyinin artması, refahın yaygınlaşması birçok hastalığı yok etti. Ek olarak yetersiz beslenmeye bağlı hastalıklarla, istisnalar haricinde eskisi kadar karşılaşmıyoruz.
Tıp fakültelerindeki hocalar öğrencilerine gösterecek skorbüt hastası (C vitamini noksanlığından oluşuyor), raşitik çocuk, osteomalazik yetişkin (D vitamini eksikliğinde gelişiyor) bulmakta işte bu nedenle zorlanıyor.
Kısacası mevzu “beslenme-sağlık ilişkisi” olduğunda haberler iyi!
Ama mühim bir ayrıntıyı unutmamakta da fayda var: Yeni sıhhat problemlerının çoğu ne mikrobik hastalıklar ne de yetersiz beslenmeden kaynaklanıyor. Çoğunun peşinde ya yanlış beslenme, yüksek kalorili gıda tüketimi, fazla şeker, tuz kazanımı yahut besinlerle kazanılan kanserojen maddeler var.

Bağışıklığınızı kuvvetlendirmek için doğru beslenin

Malum kış şartlarındayız. Ortalık nezle-grip virüsü kaynıyor.
Kimi farenjiti, bronşiti, kimi de zatürreesi sebebiyle yorgan yatak yatıyor. İşte burada da beslenme anında devreye giriveriyor. Kısacası kafi ve dengeli beslenme bağışıklık sisteminin yakıtı şeklinde.
Peki ne yapmalı?
Her şeyden önce her gün yeteri kadar protein kazanmaya çalışın.
Özellikle hayvansal proteinlerden yararlanmayı unutmayın. Balık, et, tavuk, yumurta, yoğurt, kefir, ayran, süt çok önemli besinler.
Probiyotiklerden varlıklı oldukları için yoğurt ve kefiri özellikle tavsiye ediyorum. Bunlardan biri ya da birkaçı her gün sofranızda bulunsun.
Sebze ve meyve yemeyi de dikkatsizlik etmeyin.
Özellikle bol renkli, taze meyve ve sebzeleri tercih edin. Betakarotenden zengin havucu, antosiyadinlerden varlıklı narı, kateşinlerden zengin çayı -yeşil çay olması şart değil-, portakalı ve mandalinayı daha sık tüketin.
Kış süresince her gün bir elma yemeniz mükemmel bir seçim olur.
B vitamini, magnezyum ve folik asitten zengin oldukları için ceviz, fındık, badem, yer fıstığından da yararlanmak iyi olur.

Akdenizlinin sofrasında neler var?

◊ Akdeniz mutfağı lezzete, dikkatli bir ön hazırlığa, düşük kalorili besinlere, son aşama keyifli ve keyifli bir sofra kültürüne dayanıyor.
◊ Bu mutfakta balık, et dengeli tüketiliyor.
◊ Tahıllarda çeşitlilik var. Tam tahıllar (bulgur, köy ekmeği) çok yeniyor.
◊ En önemlisi ise sebzeler. Taze ve mevsiminde sebzelerle yapılan salatalar, zeytinyağlılar derhal her yemekte bulunduruluyor.
◊ Meyve konusunda da dikkatli davranılıyor. Karpuz, elma, üzüm, kayısı, portakal, mandalina bu mutfağın favori meyveleri.
◊ Akdenizliler süt ürünlerini de çok seviyorlar. Özellikle yoğurdu sofralarından asla eksik etmiyorlar.
◊ Bakliyat asla ihmal edilmiyor. Nohut, bezelye, kuru fasulye bol yeniyor.
◊ Zeytinyağı ve tereyağı dengesi de muhteşem bir kurguda. Oran dörtte bir, üçte bir şeklinde. Toplam yağ tüketiminin yüzde 25-30’unu tereyağı, yüzde 70-75’ini zeytinyağı oluşturuyor.

Azca ve doğru şeyler yiyin

hafıza gücünüzden cinsel gücünüze, kemik sağlamlığınızdan görmenize kadar pek çok şey yiyip içtiğinizle yakın ilişki içindedir. Örneğin yeteri kadar D3 vitamini kazanımı sağlamadığınızda kansere, şekere, kalp hastalığına ve kemik erimesine davetiye çıkarmış sayılıyorsunuz.
Akıllı seçimler yapıp vücudunuza yeteri kadar antioksidan kazanmıştırrdığınız süre da tersine güçlü bir kanser kalkanı oluşturabiliyorsunuz. Yetmedi! Kolitten reflüye, gastritten kabızlığa ve ishale hazım sisteminizin kalitesi de yiyip içtiklerinizden fazlasıyla etkileniyor.
Kısacası sağlığı koruma ve güçlendirmenin yolu doğru beslenmekten geçiyor. Mühim bir ayrıntı da “ifrat”tan doğrusu “aşırılık”tan kaçınmak.
Yaş 50’yi geçince “az ve öz yemek” prensibini ne olursa olsun devreye sokmak gerekiyor.